İletişim Stratejilerinin Unutulan Kahramanı: İç İletişim
Kurumsal iletişim, 20. yüzyılın başlarından itibaren sürekli evrimleşerek gelişmiş ve her geçen gün kapsamına yeni konular eklenmiştir. Bugün, önemi sadece kriz yönetimiyle sınırlı görülse de kurumsal iletişim, aslında kurumsal başarı ve sürdürülebilirlik için stratejik bir rehber işlevi görür. Kurumsal iletişime verilen bu önem; ajanslar, kurumlar, çalışanlar ve yönetim tarafından doğru şekilde konumlandırıldığında büyük başarılara ulaşmak ve markanın bilinirliğini artırmak için etkili bir rehber haline gelir.
Kurumsal iletişim, tüm departmanların işleyişine entegre olduğunda ve yönetim kurulunun karar alma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğinde şirket stratejilerinin önce iç paydaşlar tarafından benimsenmesini ve ardından dış paydaşlara doğru şekilde aktarılmasını sağlar. Bu süreç, şirketin tüm adımlarını stratejik hedeflerle uyumlu hale getirerek bütünleşik bir yapı sunar.
Kurumsal İç İletişim Neleri Kapsar?
Kurumsal iletişimin departmanlar arasında adeta bir orkestra şefi görevi üstlendiği söylenebilir. Halihazırda kurumun tüm işleyişinin merkezinde bulunan bir kurumsal iletişim yapısıyla, sadece belli konularda zaman zaman iş süreçlerine dahil edilmeye çalışılan kurumsal iletişim yapısı arasında ciddi farklar vardır.
Kurumsal iletişim, markanın operasyonları hakkında zamanında bilgi sahibi olmasını sağlar ve gerektiğinde doğru yönlendirmeler yaparak departmanlar arasındaki uyum ve dengeyi kurar. Bu yapı, başarıya giden yolda sağlam bir temel oluşturur.
İç ve dış iletişimin entegre yönetimi, pazarlama iletişiminden kurumsal itibara, işveren markasından müşteri deneyimine kadar bütünlük sağlamak açısından kritik bir önem taşır. Bu nedenle, markayla ilgili gerçekleştirilen tüm iletişim çalışmalarının birbiriyle uyumlu olması ve tek bir stratejik çerçeveye oturtulması gerekir. Bu vizyonla, örneğin marka için oluşturulan iletişim stratejisinde “insan” merkeze alınırsa bunun yansıması olarak hem tüketicilere sunulan hizmette ve ürünlerde hem de kurum içindeki çalışan deneyiminde de insanı ön planda tutmak gerekir.
Kurumsal İç İletişimin İşveren Markası Yaratma Gücü
Bir markanın en büyük gücünü çalışanları oluşturur. Çalışanlar, yalnızca görevlerini yerine getiren bireyler değil, aynı zamanda şirket kültürünün taşıyıcıları ve markanın dış dünyadaki en güçlü temsilcileridir. Bu nedenle, çalışanlarla güçlü bir iletişim kurmak, işveren markasını oluşturmanın temel taşını oluşturur.
Kurumsal iletişim, çalışanların fikirlerini paylaşabildiği, değer gördüklerini hissettikleri ve kurumla bağlarını güçlendirdikleri bir ortam yaratır. Bu ortam, çalışan motivasyonunu artırırken, dış dünyada markanın algısını olumlu yönde etkiler.
İşveren markasının temelinde tutarlılık ve güçlü bir öz yatar. Bu tutarlılığı sağlamak için çalışanların markanın değerlerini benimsemesi ve bu değerleri içselleştirmesi gerekir. Kurumsal iletişim stratejileri, çalışanların markayla bu bağı kurmasını sağlarken markanın tüm temas noktalarında aynı mesajı vermesine olanak tanır.
Uzun vadeli bir vizyonla hareket eden şirketler, sadece yetenekli bireyleri çekmekle kalmaz, onları elde tutar ve marka itibarını sürdürülebilir bir şekilde yükseltir.
Covid ile Kurumsal İletişimin Değeri Anlaşıldı
COVID-19 pandemisi, kurumsal iletişimin stratejik önemini hiç olmadığı kadar gözler önüne serdi. Uzaktan çalışma modeline geçen şirketlerde, kurumsal iletişimciler çalışanların psikolojik durumlarını anlamak, ihtiyaçlarına hızla yanıt vermek ve bağlılıklarını korumak için yenilikçi yöntemler geliştirdi.
Anketler, dijital iletişim araçları ve kişiselleştirilmiş stratejilerle çalışanlara değer veren bir yaklaşım benimseyen kurumlar, bu dönemde krizleri daha etkili yönetti ve çalışan bağlılığını güçlendirdi.
Pandemi sürecinde kurumsal iletişimcilerin iş yükü artarken, iş tanımları da genişledi. Kısa vadeli krizlerin artışıyla günlük iletişim planları yapılmaya başlandı, insan kaynakları ve üst yönetimle daha yakın iş birlikleri kuruldu. Bu süreç, kurumsal iletişim profesyonellerinin yaptıkları işlerin değerinin daha iyi anlaşılmasını sağladı.
Pandemiden ders çıkaran şirketler, kurumsal iletişimin sadece kriz yönetimiyle sınırlı olmadığını, aksine şirket stratejisinin ayrılmaz bir parçası olduğunu fark ederek iletişim stratejilerini yeniden şekillendirdi.
Stratejik İletişim Planlarında İç İletişimin Yeri
Peki, ajanslar kurumsal iletişimin neresinde?
Bir ajans markalar için iletişim stratejisi oluştururken genellikle odak noktasını dış paydaşlara yönelik mesajlar ve kampanyalar üzerine kurar. Ancak, markanın iç dinamiklerini ve çalışan bağlılığını göz ardı etmek, uzun vadede sürdürülebilir başarıyı engelleyebilir. Bu nedenle, kurumsal iç iletişim stratejilerinin genel iletişim planlarına entegre edilmesi büyük önem taşır.
Ajansın perspektifinden bakıldığında, kurumsal iletişim stratejileri, çalışanları stratejinin ayrılmaz bir parçası haline getirerek markanın bütünlüğünü sağlar. Çalışan motivasyonu artar, ekip içindeki iş birliği güçlenir ve bu durum markanın dış iletişim performansını doğrudan olumlu yönde etkiler. Ayrıca kriz durumlarında ya da değişim süreçlerinde güçlü bir iç iletişim ağı, markanın hızlı ve etkili aksiyon almasına yardımcı olur.
Bir ajansın sunduğu stratejik iletişim hizmetlerinde kurumsal iletişimi göz ardı etmemesi, markanın sadece müşterilerle ve iş ortaklarıyla değil, kendi iç yapısıyla da uyumlu ve güçlü bir bağ kurmasına olanak tanır. Bu yaklaşım hem ajansın hem de markanın sürdürülebilir başarısına katkı sağlar.